Antalya'da bir alışveriş merkezindeki oyun alanında top havuzunu görünce alana dalan ve yarım saat boyunca zorla dışarı çıkarılmaya çalışılan Kuzey..
Konu buraya kadar güzel ancak daha sonrasında top havuzlarındaki hijyen kurallarına dikkat edilmesi ile ilgili o kadar çok yayın okudum ki..
Bir kere o topların çok sık yıkanıp temizlenmesi gerekiyor.Temizlik kurallarına riayet eden firmalar mutlaka vardır ama ya dikkat etmeyenine gidersek. Yakın bir semtte yaşamamız ve Kuzey'in yediği balığı sürekli olarak oradan aldığımız için sık sık gittiğimiz
İkea bu konuda titiz, zaman zaman kapatıp temizlik yaptıklarını gözlemleyebiliyorum. Açık ya da kapalı mekanlardaki çocuk oyun alanları için de aynı hijyen kuralları geçerli aslında. Daha da önemlisi emniyet ve denetim şartları. Hemen her alışveriş merkezinde aşağıdaki oyun alanı gibi alanlar var, amaç anne baba önce alışveriş yapar sonra da çocuk oyun alanlarında oyalanır. Bize yakın bir avm bünyesinde bulunan küçücük bir lunapark. Peki ya güvenlik? İşleten kişinin ehliyeti, ruhsatı? Bu makinelerin bakımı düzenli olarak yapılıyor mu? Benim gibi pek çok soru gelmiş olmalı ki özellikle avm bünyelerinde bulunan çocuk oyun alanlarına bir standart getirileceğini okumuştum, benim bu yazım konu ile ilgili gecikmiş bir yazı, umarım bu arada o güvenlik standartları getirilmiştir.
Sadece avm bünyesinde değil yemek ve kahvaltı mekanlarında da çocuk oyun alanları var. Ama hayatiyet taşıyan en önemli önlemler ne yazık ki hep eksik. Aile yemekteyken çocuklar da oyun odalarında gözetmenleri ile beraber ama bazı işletmelerde çocuk ile ilgilenecek eğitimli eleman bile yok ve her işletmede de belirli bir standart yok ne yazık ki.
Oyun alanlarındaki oyuncaklar her ne kadar temiz ve güvenli olsa da Kuzey oynarken gözümü ondan ayırmam pek mümkün olmuyor.Burada birşey olmaz, oynasın dediğimiz pek çok yerde hatta evde yürürken bile ev ayakkabısının halıya takılması sonucunda düşebiliyor. Çocuk için tehlike her an her yerde mevcut.
Dedesi ona kaydıraktan düz olarak kaymayı öğretti doğal olarak ama Kuzey kendi isteği doğrultusunda ya aşağıdan yukarı tırmanmaya çalışıyor ya da yukarıdan ters kayıyor. Oyun alanı kalabalıksa tehlikeli,yukarıdan her an bir çocuk gelebiliyor, bizimki ise aşağıda, alın size tehlike. Dışarı çıkınca çok hareketli bir çocuğa dönüşen 3.5 yaşında bir fırtına ile baş etmek için antenlerimiz hep açık. Gerektiği anda müdahale edebilmek için hep hazır olmak zorundayız.
Bu arada okuduğum bir yazı ilgimi çekti; Temmuz 2016 tarihli gazete yazısına göre; çocuk parklarındaki zemin malzemesine karşı dikkatli olmamız gerektiği vurgulanmış. Kum ya da toprak malzeme tamam ama plastik ise astım ve kanser riskini arttırdığı yazılı. 2012 yılında İspanya'da yapılan bir araştırmaya göre oyun alanlarının zeminlerinden alınan numunelerde yüksek ölçüde zararlı kimyasallar belirlenmiş. Konu güncel ve önemli.Tehlike her yerde ve her yerden. Ama bu arada kum zeminin de sakıncalı olduğu belirtilmiş, mikrop barındırdığı ve eğer bakımı düzenli olarak yapılmazsa zamanla taş gibi olduğu yazılı.
Değinmek istediğim bir konu daha var; çocuklarını ortalığa rahatça bırakıp uzaktan izleyen ya da izlemeyen anneler. Kaydırağın en tepesindeyken benim çocuğu adına endişelendiğim bir annenin en az 25 dakika cep telefonuyla başka yöne bakarak konuştuğunu da gördüm, pazarda arkasını dönerek tişört tezgahını karıştırmak için bebek arabasını yolda bırakan anne de gördüm. Önce çocuklarımızın emniyetini sağlayalım sonra keyfimize bakalım.
Sevgiler:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder