Başlık her telden olunca oyun, beslenme, etkinlik, yuva bir arada bir yazı oldu.
Kuzey'in yuvaya başlama ve ilerleyen aylardaki gelişim sürecinde Montessori eğitimi başlığı altında öğrendiklerinin çok faydası oldu.Becerileri artıyor ve sürekli gelişiyor..Bedensel ve ruhsal gelişim bir süreç; önce evinden farklı bir ortama alıştı ve aile bireylerinden başka kişileri yani yeni arkadaşlarını, öğretmenlerini ve diğer yuva çalışanlarını tanıdı. Aldığı eğitimin bir parçası günlük hayatta evde yapılan işleri de kapsadığı için herşeye el ve göz aşinalığı oluştu.Evde başladığımız tuvalet eğitimi yuvada pekişti. Artık ayakkabılarını rahatlıkla giyip çıkarıyor,küçük bir cam sürahiden kendisi doldurarak cam bardakla su içiyor (yuvada plastik bardak kesinlikle yok,tüm çocuklar sorumluluk adına cam bardak kullanıyor) ve yaşına uygun olarak daha pek çok günlük hayat becerisini yapabiliyor.
Araştıran, soran, sorgulayan ve okuyan bilgili ve ilgili tüm anne ve babaların çocuklarının da yaşlarına uygun olan becerileri kazandıklarına eminim,emek vermedikçe olmuyor çünkü.
Konu başlığı ile ilgili olarak yuvanın dışında bugünlerde neler yapıyoruz;
İkea'dan aldığımız ayaklı tahtası ile bugünlerde çok meşgul.Bir tarafında tebeşir kullanabileceği kara tahta diğer tarafı tahta kalemleri ile çalışabileceği beyaz tahta.Ayrıca kağıt rulosu da var,ona da resim yapıyor,çok amaçlı bir tahta.Katlanabiliyor ve fazla yer kaplamıyor.Eminim ilköğretim yıllarında da çok kullanacağız.Tahtaya olan ilgisi bazen kayboluyor ama tahta bugünlerde revaçta.
Ayrıca amcası Kuzey için yurt dışından tozsuz tebeşir ve tebeşir tutacağı getirdi.Tebeşiri elinde tutması için daha sağlıklı.
Bu küçük miknatıslı tahta her yerde bulunabilir,basit ama dikkatini çekti,üstünde şekiller çizip siliyor,rakamları yazmaya çalışıyor.Aslında işlevsel.
İçi su dolu kalemle yazı yazılabilen bu sulu mat da ilgisini çekti,alışveriş merkezindeki bir oyuncakçıdan aldık,içine su doldurulan kalemle plastik matın üstüne yazı yazabiliyor. Kuruyunca yazı kayboluyor.
Başka bir yazımda bahsettiğim çıkartmalı kitapları okumak zamanımızın büyük bir bölümünü alıyor, şaşı bir papağan ve kuyruğu sırtında bir köpeğimiz olsa da çıkartmayı yerine yapıştırmakta giderek ustalaşıyor.Yabancı kaynaklı ilköğretim ders kitaplarının çoğunda çıkartma vardır.Öğrencinin öğrendiği konuyu pekiştirmesi için.Yıllarca bu kitapları okuttum, faydalıdır, çocuk yapıştırırken öğrenir de.
Her telden dedim ya; bugünlerde yaptığı son etkinlik at binme oldu.Anne ve babası ve sevgili Bigoş'un anne babasıyla gittiği Çavuşbaşı'ndaki çok güzel ama padok güvenliği eksik bir cafe-restaurantta ata bindi,hem de nasıl büyük bir keyifle.
Her telden dedim ya,beslenmeyle devam etmek istiyorum;
Bu aralar elimden düşmeyen Parents adlı bir çocuk dergisinden okuduklarımdan 3 örnek hoşuma gitti,paylaşmak istiyorum;
*''Evinizde tipik bir atıştırmalık nedir ?''sorusuna birkaç tane cevap verilmiş,''meyve ve sebze önde ardından biraz peynir ve yoğurt'' yazıyor.
*''Mutfak tezgahında bir kase meyve bıraktınız diyelim,çocuğunuz ne yapar? ''sorusunun cevabı ''çocuğunuz yer''.
*''Çocuğunuzun dün yediği yemeklerin renk çeşitliliğini nasıl tanımlarsınız?(şekerlemeler dahil değil)''sorusunun cevabı da ''koyu yeşil dahil olmak üzere geniş bir renk çeşitliliği vardı''.
Çocukları yemek hazırlama sürecine dahil etmemiz önerilmiş.Benim minik yardımcım Kuzey de mutfağı sevdi.
Çocukların hazırlanmasına yardımcı oldukları yemekleri ya da atıştırmalıkları yemeye daha yatkın oldukları yazılı.Özellikle de yemek seçen çocuklara sahip annelerin işin içine eğlence katmaları gerektiği ve mutfağın aynı zamanda bir deney alanı olabileceği yazılı.
Onların ne kadar meraklı olduklarını göz önüne alırsak;
peyniri beraber rendeleyin,muzu çatalla ezmesine izin verin, meyve sularını buz kalıplarına birlikte doldurup sonra da buzluğa koyabilirsiniz ve donduktan sonra da bu değişimi ona çocuk diliyle anlatırsanız besinlere karşı merakını da körüklersiniz deniliyor. Renklerden yardım alınması öneriliyor. Çocukların renkli şeylere bayıldıkları,tabaklarında;
*kırmızı (kırmızı biber,domates gibi),
*sarı (muz,sarı biber,elma,üzüm gibi),
*yeşil (bezelye,brokoli,yeşil biber,ıspanak gibi) renklerde yiyecekler sunmamızın gerekliliği yazılı.
Aşağıdaki siteden de alıntılar var ve yararlanılması gereken bir site.
www.hercocukispanaksevmez.com
Araştırma meyve suyuna sınır getirmiş,%100 meyve suyu olmak kaydıyla günde 110-170 ml.içebilir,tam meyveye göre daha fazla besin değeri yok.Çok zengin beslenme kaynağı olan tam tahılları yedirmek için de hazırlanan krep hamuruna karıştırılabilir deniliyor.
Bebek ve çocuk beslenmesinde bilinçli seçilmiş tahılların tüketimi çok önemli. Bulgur pilavı çok güzel bir seçenek.
Gelelim çocuk-şeker/şekerleme ilişkisine; bir yazıda şekerin zararlarını sayarken bir madde ayne şöyle;
''şeker sessiz katildir'' başlığın içeriğini de buraya aynen aldım;
''Obezite her hastalığın öncüsüdür ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tüketimidir. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırır. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur. Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almayız. Şekerin sessiz katil olarak adlandırılmasının nedeni ise yol açtığı hastalıklara haber vermeden yani belirtiler göstermeden neden olmasıdır.''
Yaş itibariyle şu anda yanımızda,mutfağımızda olan Kuzey büyüyen her çocuk gibi bir süre sonra okul yaşamı ve kantini ile tanışacak ve öz kontrol işte o zaman başlayacaktır.
Dergideki şu son cümleyi de paylaşmadan geçmek istemedim;''Sebze ve meyvelerin onlar için ne kadar faydalı olduğunu''anlamaz''demeden anlatın. Çocuklarınıza abur cubur olarak nitelendirilen besinleri uygun oranda tüketmeyi şimdi öğretemezseniz,onlara temel bir yetenek vermeden hayata atılmalarına izin veriyorsunuz demektir'' .
Sevgiler:)
Çok erken yaşlarda atlarla tanışmak güzel.Ama padokta ufak bir kaza atlattık, çok şükür ki hiçbirşey olmadı,olabilirdi!Üstündeki yelek ve başındaki kask onu korumayabilirdi çünkü saha kenarında top oynayan çocukların attığı top tam da atın önüne düştü,at ürktü ve ani bir hareketle ön ayaklarının üstünde yükseldi,Kuzey'in dizginleri çok sıkı tutması ve seyisin ustalığı onu kurtardı.Ciddi bir tehlike atlattık.Şimdi gelelim güvenlik önlemlerine; kalabalık bir Pazar gününde padok civarında neden çocukları oynatırsınız ey işletme sahipleri,oraya bir tabela as,uyarı yap,adam koy,kısacası önlem al!!
Tüm çocuklar yaşamları boyunca her türlü tehlikeden uzak olsunlar inşallah.
Kendinden yaşça büyük çocuklarla oynamayı seviyor,sitenin bahçesinde büyük çocuklarla top oynamak bugünlerde en sevdiği bahçe sporu.
Bu aralar elimden düşmeyen Parents adlı bir çocuk dergisinden okuduklarımdan 3 örnek hoşuma gitti,paylaşmak istiyorum;
*''Evinizde tipik bir atıştırmalık nedir ?''sorusuna birkaç tane cevap verilmiş,''meyve ve sebze önde ardından biraz peynir ve yoğurt'' yazıyor.
*''Mutfak tezgahında bir kase meyve bıraktınız diyelim,çocuğunuz ne yapar? ''sorusunun cevabı ''çocuğunuz yer''.
*''Çocuğunuzun dün yediği yemeklerin renk çeşitliliğini nasıl tanımlarsınız?(şekerlemeler dahil değil)''sorusunun cevabı da ''koyu yeşil dahil olmak üzere geniş bir renk çeşitliliği vardı''.
Çocukları yemek hazırlama sürecine dahil etmemiz önerilmiş.Benim minik yardımcım Kuzey de mutfağı sevdi.
Çocukların hazırlanmasına yardımcı oldukları yemekleri ya da atıştırmalıkları yemeye daha yatkın oldukları yazılı.Özellikle de yemek seçen çocuklara sahip annelerin işin içine eğlence katmaları gerektiği ve mutfağın aynı zamanda bir deney alanı olabileceği yazılı.
Onların ne kadar meraklı olduklarını göz önüne alırsak;
peyniri beraber rendeleyin,muzu çatalla ezmesine izin verin, meyve sularını buz kalıplarına birlikte doldurup sonra da buzluğa koyabilirsiniz ve donduktan sonra da bu değişimi ona çocuk diliyle anlatırsanız besinlere karşı merakını da körüklersiniz deniliyor. Renklerden yardım alınması öneriliyor. Çocukların renkli şeylere bayıldıkları,tabaklarında;
*kırmızı (kırmızı biber,domates gibi),
*sarı (muz,sarı biber,elma,üzüm gibi),
*yeşil (bezelye,brokoli,yeşil biber,ıspanak gibi) renklerde yiyecekler sunmamızın gerekliliği yazılı.
Aşağıdaki siteden de alıntılar var ve yararlanılması gereken bir site.
www.hercocukispanaksevmez.com
Araştırma meyve suyuna sınır getirmiş,%100 meyve suyu olmak kaydıyla günde 110-170 ml.içebilir,tam meyveye göre daha fazla besin değeri yok.Çok zengin beslenme kaynağı olan tam tahılları yedirmek için de hazırlanan krep hamuruna karıştırılabilir deniliyor.
Bebek ve çocuk beslenmesinde bilinçli seçilmiş tahılların tüketimi çok önemli. Bulgur pilavı çok güzel bir seçenek.
Gelelim çocuk-şeker/şekerleme ilişkisine; bir yazıda şekerin zararlarını sayarken bir madde ayne şöyle;
''şeker sessiz katildir'' başlığın içeriğini de buraya aynen aldım;
''Obezite her hastalığın öncüsüdür ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tüketimidir. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırır. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur. Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almayız. Şekerin sessiz katil olarak adlandırılmasının nedeni ise yol açtığı hastalıklara haber vermeden yani belirtiler göstermeden neden olmasıdır.''
Yaş itibariyle şu anda yanımızda,mutfağımızda olan Kuzey büyüyen her çocuk gibi bir süre sonra okul yaşamı ve kantini ile tanışacak ve öz kontrol işte o zaman başlayacaktır.
Dergideki şu son cümleyi de paylaşmadan geçmek istemedim;''Sebze ve meyvelerin onlar için ne kadar faydalı olduğunu''anlamaz''demeden anlatın. Çocuklarınıza abur cubur olarak nitelendirilen besinleri uygun oranda tüketmeyi şimdi öğretemezseniz,onlara temel bir yetenek vermeden hayata atılmalarına izin veriyorsunuz demektir'' .
Sağlığımıza zararlı gıdalardan uzak sağlıkla ve sağlıklı kalmamız dileğiyle..
Sevgiler:)