Bana göre yolculukların en güzeli deniz yolculuğu. Ama kendilerine özgü ayrı ayrı güzellikleri olan adaların hepsine en erken vapurlarla gidip kalabalık gruplar yeni yeni gelirken dönmek gerekiyor. Tabii bu benim fikrim, kalabalığın kendimce makul olan sayısı kabarınca keyif vermiyor doğrusu hele sessiz sakin yerler ararken. Sırasıyla; Kınalı, Burgaz, Heybeli ve Büyükada'ya yapılan vapur yolculuğu oldukça keyifli. Bir de yeriniz güzel ve manzaralıysa.
Arkada İstanbul karşıda Adalar. Her ne kadar bu sefer giderken ben demir bir manivela kutusunun misafirimin kızı yerdeki halatların üstünde yolculuğun yarısını tamamlasak da denize olan tutkum üstün geldi, şikayet etmedim. Kınalı'da inenler olunca en üst güvertede tüm rahatsızlıkları unuttuk zaten. Kadıköy, Kabataş, Sirkeci, Bostancı vapur iskelelerinden tüm adalara ulaşım mümkün.
Adalardan en çok hangisini sevdiğine karar vermek zor çünkü trafik, gürültü, toplu taşım çilesi vb.arkada bırakılmış, 'ada' adı üstünde, hepsi huzur dolu ama benim tercihim yine de Burgazada'dan yana.
Adalar içinde en büyüğüne gelince; bu yıl yaz ayları başında gittiğim ve tek kare fotoğraf çekemediğim Büyükada'ya geçen hafta sonu yine gittim.Bu kez güneyden İstanbul'a gelen misafirlerimle.
Ancak hava sıcak ve hafta sonu olduğundan çok kalabalıktı. Kabataş İskelesi hareketli ve Kadıköy uğramalı vapur oradan zaten dolu geldiğinden genelde kalabalık olan ada vapurlarında sakin bir gün ve oturacak yer bulmak için hafta içi gitmek şart galiba.Diğer adalarda inenler binenler oldu ve en son ada olan Büyükada iskelesine akın akın indik sonunda.
Fayton sırası meydandan yukarı doğru uzamıştı, talep çok. Biz; yanımızdan son hızla geçen faytonlardan sakınmaya çalışarak yürümeyi tercih ettik. Hızla geçip gidiyorlar, aslında oldukça tehlikeli, bir turisti teğet geçen atı gördükten sonra korktuk doğrusu.
Oldukça uzun bir turdan sonra eski evleri fotoğraflayıp doğruca çarşı içine yöneldik.
Bisiklet adada en güzel ulaşım aracı, hem spor amaçlı hem bedava. Bisikletlilerin de faytonlara dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü yaya, bisikletli ve faytonla tur yolu aynı.
Çok tatlı bir ada sakini, sahibinden izin alarak çektim ama hiç de oralı olmadı,
Üçler Taşfırın'ın pide ve lahmacunu güzel ve çevredeki en kalabalık yer olarak gözlemledik. İnternet yorumları olumlu, biz de memnun kaldık.
Menüde ve iş yerinin duvarında ''Aldatılan her müşteri kaybedilen servettir'' yazılı. Pideler 15,00-20,00 TL arası, lahmacun 5,00 TL. Ayrıca yaz kış açık.
Adadan ayrılmak için iskelenin dışındaki banklarda yanımıza oturan bir ada yerlisi adanın bugünkü durumundan hiç de memnun değildi, kalabalıklar arttıkça adanın huzuru bozuldu diyor. Gittiğimiz her yerde huzuru bozmamamız için de çevreye ve bireye saygılı insanlar olmak gerekiyor. Onun için önce kendine saygısı olmalı insanın. Çiçeğin dalını kıran ya da kediyi tekmeleyen çocuğunu uyarmayan hatta gülerek karşılayan, yediği her neyse kağıdını yere fırlatan, sıralarda uyanık uyanık en öne geçmeye çalışan çok örnek var hayatımızda, bunun yanı sıra elindeki çöpü atmak için çöp kutusu arayan çocuk da, sıraya riayet eden adam da bu ülkede yaşıyor. Bu nedenle ada sakini şikayetçiydi. İşte tüm bunlar için de 'eğitim' gerekli. Ama bir de işin öbür cephesi var; 'esnaf', bizler gitmeliyiz ki turizm kazansın.
Adalara ve adalardan vapur sefer saatleri için link;
http://www.adalardan.net/adalar-vapur-seferleri-2016/http://www.mavimarmara.net/buyukada.html
Adada yaşamayı ister miydim, isterdim. Huzurlu, yeşili ve mavisi bol, trafik gürültüsü, kalabalık telaşı olmayan sakin ve dingin bir yaşam güzel olurdu. Ama benim için huzur benim minik meleğim. Onun için 'ada' keyfi işte tam da onun yanı ...
Sevgiler:)