Bir süredir araya giren hastalıklar nedeniyle ara verdiğimiz haftada 2 günlük oyun grubuna yeniden başladık. Kuzey bu sabah yuvada bizi şaşırttı çünkü her zaman bizden önce koşarak içeri giriyordu, bugün girmek istemedi.Huysuzlandı,ağladı, kurum psikoloğu uzun süre ara verince bu davranışının doğal olduğunu söyledi.
Sınıf öğretmenimizi hepimiz seviyoruz.Tabii ki en başta Kuzey. Kurum yöneticilerine gelince; gittiğimiz her an orada olmaları benim için en önemli kriter, velilerle başkasının ilgilendiği bir Anaokulu değil. Önceki yazımda yazmıştım sistem Montessori.
Bu eğitimin temel ilkelerine daha önce de değindim.Orada bu eğitimi almış yaşça Kuzey'den büyük her çocuğun kendi işini kendisinin yaptığını bizzat görüyoruz ve bu da özgüven, günlük bakım becerileri yani özbakım için çok önemli. Bir başkasına ihtiyaç duymadan yapabildiği ölçüde kendi işini kendisinin yapması, deneyerek ve zaman zaman da yanılarak ama sonunda doğruyu bulmak için çabalaması gerekiyor.
Yıllardır ilköğretimde çalışan bir eğitimci,her zaman derinlemesine araştırmış ve küçük yaştan itibaren çocuklara bu sistemi uygulamış bir öğretmen olarak benim her zaman savunduğum ve kullandığım bir yöntem var; çocuğa herhangi bir kavramı öğretirken görsel, işitsel ve dokunsal materyallerle sunmak gerekir.Yabancı dil öğretiminde yıllarca yararını gördüğüm bir sistem bu.O günün konusuna göre sınıfa hazırlıklı olarak girmek, yani içi plastik, bez ya da gerçek çeşitli materyallerle dolu kocaman bir çantayı her gün taşımak.Özellikle öğrenmenin yüksek olduğu bu dönemde çocuk görürse,dokunursa ve işitirse öğreniyor. Eğitimi sevdirmek esas, severse öğreniyor, işin içine kendi girerse seviyor. Bizim devam ettiğimiz anaokulunda da sistem bu.
LET ME DO IT MYSELF= BIRAK KENDİM YAPAYIM
Montessori eğitimi hakkında kısa bir bilgi;
Zamanla bunu geliştirip;'sınırlar içinde özgür bırakarak kendi kendine yetebilen bireyler' olmalarını hedef alan bir eğitim sistemi yaratmış.Eğitim; çocukların eğlenirken öğrenmelerini, özgüven sahibi olmalarını,algılama ve davranış, dikkat, el becerisi gibi duyusal konularda gelişmelerini amaçlayan bir sistem üzerine kurulu. Sistem; sınırlar içinde özgürlük ile bir çocuğun psikolojik,fiziksel ve sosyal gelişimine verdiği önem ile biliniyor. Montessori eğitiminin ilkelerine göre;
*Her çocuk özeldir, tektir.
*Çocuk kendine has bir varlıktır.
*Çocuk insanların mimarıdır.Bu mimarlar farkında olmadan içlerindeki inşa planına uyarak kendi ritimleri doğrultusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.
*Bu gelişime yetişkinler etki edemezler,çünkü onlar inşa planını bilmezler.Ancak, bir yetişkinin zamansız müdahalesi bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.
*Montessori eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir.Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden,bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.
*Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışırlar.
*Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur.Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
*Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir.Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar.Böylece yetişkinlerden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
Hepimiz; özgüveni ve çevre farkındalığı yüksek, yaşamı boyunca kendi kendine yetebilen çocuklar yetiştirmek isteriz. Hayatta onları nelerin beklediğini bilmeyerek şimdiden hazırlıklı olmak gerekiyor.
Montessori der ki;''çocuk ev işeriyle uğraşmaktan çok hoşlanır. Ev işlerini yaparken kullanması gereken tüm kaslarını ve organlarını geliştirme fırsatını bulur, örneğin bakliyat ayıklamak, toz almak, kaşıklamak, şişe açıp kapamak, çamaşır mandallamak vb. sayısız ev işi çocuğun geliştirilmesi gereken kaslarını ve zihinsel gelişimini desteklemek için inanılmaz sayıda doğal fırsatlarla doludur, tüm bu aşamalarda el ve parmak kasları çalışır.
El bileği hareketi sadece insana mahsus bir özelliktir.
Eller zekanın organlarıdır. Ellerin kullanılmasıyla zekanın geliştiği ispatlanmıştır, bu alıştırmalarla hareketlerini koordine ve kontrol etmeyi, sabırlı olmayı, odaklanarak çalışmayı öğrenirler.'' Tüm bunlardan çıkan en önemli sonuç da bana göre bir çalışmanın farklı aşamalardaki mantıksal sıralamasını kavramaları. Aşağıda birkaç etkinlik örneği; bahçede tahta objeleri boyama.Kuzey en sevdiği renk olan kırmızıyı kullanarak bir kırmızı araba boyadı.
Mevsimler projesi
İpek böceği projesi
Ezberden uzak, hayal gücü destekli ve çocuğu sınırlar içinde özgür bırakan bu sistemden biz çok memnunuz ve en önemlisi Kuzey de mutlu.
Mutlu çocuk öğrenir...
Sevgiler:)